ABD’nin güdümünde olduğu yönünde eleştirilen BM ve diğer uluslararası kuruluşların etkisizliği dikkat çekici. Emekli Diplomat Solakoğlu, “Sistemin işleyişi sadece 5 daimi üyenin dahil olmadığı krizlerde geçerli” diyor.
Umut Can FIRTINA
Ukrayna’daki savaş Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere uluslararası kuruluşların yetersizliklerini ve çarpık işleyişini bir kez daha gözler önüne serdi. Rusya lideri Vladimir Putin’in emriyle 24 Şubat tarihinde başlayan işgalin ilk gününden bu yana yetersiz kalmakla eleştirilen BM’ye yönelik eleştriler büyüyor. BM’nin savaş öncesinde de sonrasında da daha aktif görev alması, krizin çatışmaya dönüşmemesi için devreye girmesi beklenirken kurum her zamanki gibi ABD güdümünde hareket etmeye devam etti.
Emekli Diplomat Engin Solakoğlu’na göre uluslararası sistemin “kurallı” işleyişi sadece süper güçlerin dahil olmadığı krizlerde geçerli. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgüt ve kurumların savaş ve krizdeki etkisizliğinin ABD’nin bu yapılar üzerindeki salt denetimiyle açıklanamayacağını kaydeden Solakoğlu, atılan adımlarda nesnel ve öznel sebeplerin dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi.
DAİMİ ÜYE SAVAŞTA
Uluslararası sistemin “kurallı” işleyişinin ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesinin doğrudan dahil olmadığı krizlerde geçerli olacağını vurgulayan Solakoğlu şunları dedi: “Maalesef ki bütün çirkinliğine rağmen gerçek bu. Kapitalizmin, açgözlülük ve sömürünün egemen olduğu mevcut dünya düzeninden bundan daha iyisinin çıkması da olanaksız.”
ABD, İngiltere, Fransa ve Çin ile birlikte Birleşmiş Daimi üyeler varsa BM ortalıkta yok ABD’nin güdümünde olduğu yönünde eleştirilen BM ve diğer uluslararası kuruluşların etkisizliği dikkat çekici. Emekli Diplomat Solakoğlu, “Sistemin işleyişi sadece 5 daimi üyenin dahil olmadığı krizlerde geçerli” diyor Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Rusya’nın Ukrayna savaşının taraflarından biri olduğuna dikkat çeken Solakoğlu, bunun da haliyle kurumun karar alma ve tavır belirleme politikasını etkilediğini söyledi. Beş daimi üyeden Çin’in, bu savaşta Rusya’nın tam olarak yanında olmasa bile karşısında da bir tutum almadığını kaydeden Solakoğlu, “Geriye üç üye kalıyor. Bunlardan ABD ve İngiltere bu savaşın yolunu döşeyen iki ülke. Bir başka deyişle savaşın görünmez tarafları. Beşinci üye Avrupa Birliği üyesi Fransa is tüm çabalarına rağmen işin bu raddeye gelmesini engellemedi. Fransız lider Emanuel Macron bir hayli efor sarfetti. Ancak olmadı. Demek ki, BMGK’den savaşa dair net bir karar çıkması olasılık dışı” dedi.
KONSEY’İ DE UNUTUN
Moskova’ya yönelik siyasi yaptırımlar kapsamında Avrupa Konseyi’nin (AK) Rusya’nın üyeliğini askıya alma kararını da değerlendiren Solakoğlu, “AK, Rusya’nın harekâtının başlamasıyla birlikte üyeliğini askıya aldı. AK’nin yapabileceklerinin üst sınırı da budur” dedi. Solakoğlu, “Şayet savaş sona erene kadar Rusya tamamen ihraç edilmez ise önümüzdeki dönemde AK’ye bağlı bir kurum olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) iki tip dava açıldığını görebiliriz. Bunlardan birincisi devletten devlete davadır.
İkincisi ise Ukrayna vatandaşlarının Rusya aleyhine yapacakları bireysel başvurular sonucunda ortaya çıkacaktır. Burada esas mesele savaş sonrasında Rusya’nın AK bünyesinde kalıp kalmayacağı, kalsa dahi AİHM’nin kendi aleyhinde vereceği kararlara uyup uymayacağıdır. Şu anki manzara Rusya’nın bu tarz süreçlere pek de aldırmayacağı izlenimini veriyor. Sonuç alıcı, belirleyici adımlar atmak bağlamında Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” dedi.
HAYALCİ BEKLENTİLER
Kardeş halklar arasındaki savaşın bir an önce sona ermesi gerektiğini dileyen Solakoğlu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Uluslararası Göç Örgütü gibi yapıların da Birleşmiş Milletler’e bağlı olduğunu bu nedenle bunlardan sahadaki sivil kayıpları saymanın ötesinde anlamlı adımlar atmalarını beklemenin hayalci olduğunu ifade etti.